Bir Meryem Hikayesi

meryem-manset

MUSTAFA KILIÇ/MİLLİ GAZETE

İnsan, Allah’ın (CC) yarattığı ve yeryüzünün halifesi olarak nitelediği bir varlık harikasıdır…

İnsan olmadan hayatın bir anlamının da olamayacağını idrak etmemiz gerekmektedir. “Din, dil, ırk, yaş, cinsiyet ayırmaksızın tüm insanlar değerlidir…” deriz. Ancak ülkemizde bu hep lafta kalmıştır. İnsanlar ayrışmak için her türlü bahane üretebiliyor. Bu ayrıştırma sonucunda da çok canlar yanıyor.  Bugün Muş’ta yaşanmış gerçek bir olaya tanıklık edeceğiz.

 

Ülkemizde insana ayrım yapmadan ne kadar değer veriliyor acaba? Bu değer algısında devletin uyguladığı kanun ve yasaklar nerede duruyor? Bu soruların cevabını Mehmet Altan’ın Etkileşim Yayınlarından çıkmış olan ‘Muş’ta Meryem Olmak’ kitabında geçen bir hikayeyle cevap vermek istiyorum. Bu hikaye altı buçuk aylıkken dünyaya gelen ve solunum cihazlı kuvöz olmadığı için hayatını kaybeden Muşlu Meryem’in hikâyesi… Meryem, Türkiye’nin doğurganlık oranı en yüksek bölgesi olan Doğu Anadolu’da, Muş’ta dünyaya geliyor. Erken doğuyor (altı buçuk aylık). Ancak solunum cihazlı kuvöz olmadığı için hayatını kaybediyor. Doktorlar Meryem’le beraber doğan ve solunum yetmezliği çeken ikiz kardeşi için çevre illerdeki hastanelerde solunum cihazlı boş iki küvez arıyorlar. Dikkat etmenizi istiyorum. Solunum cihazlı küvez Erzurum’da, Diyarbakır’da, Elazığ’da, Şanlıurfa’da ve Bingöl’de yoktu. Sadece Van’da, özel bir hastanede tek bir küvez vardı. Bebeklerin ikisinin birden gönderilmesi ve tek küveze sırayla girmeleri görüşü Van’daki hastaneye iletildi. Ancak doktorlar risk almayarak tek bebeğinin gönderilmesini istediler. Bunun üzerine doktorlar, sağlık durumu ikizine göre daha iyi olan Ebrar bebeği Van’a gönderdiler. Ambulansla 223 km’lik yolculuğa çıkan Ebrar bebek, Van’da bulunan özel hastanedeki küveze konularak hemen yoğun bakıma alındı. Solunum yetmezliği ortadan kalkan Ebrar’ın kullandığı küvezin, diğer bebek için de kullanılabileceği belirtilerek, onun da Van’a gönderilmesi istendi. Ancak diğer bebek Meryem, oksijensizliğe daha fazla dayanamayarak çoktan ölmüştü… Kitapta yer alan bu gerçek olayı okurken tüylerinizi ürpertiyor ve kendinize sormadan edemiyorsunuz ‘ölüme sürüklenmek o bölgenin gerçeği mi?’ diye? Türkiye’nin doğurganlık oranın en yüksek yeri olan Doğu Anadolu’nun hiçbir hastanesinde solunum cihazlı küvez olmadığı için erken dünyaya gelen Meryem bebekler hayatlarını kaybediyor…

Musta_Meryem_Olmak

Sorulara Cevap Oluyor

Yıllardır sadece siyasi ve askeri yönleriyle ele alınan Kürt sorunu bu kitapta insani ve sosyolojik yönleriyle ele alınıyor. Prof. Dr. Mehmet Altan, devlet esas alındığında içinden çıkılmaz görülen bir meselenin, ‘insan’ esas alındığında nasıl çözüm yoluna kavuştuğunu anlatıyor. Solunum cihazı olmadığı için ölen Meryem bebek üzerinden Kürt sorununu nasıl okuyabiliriz? Havan mermisiyle bedeni paramparça olan Ceylan olayının perde arkasında hangi şüpheler yatıyor? Zonguldaklı Şafak Köksal, nasıl Güneydoğu sendromunun kurbanı oldu? Cinayet ekonomisine katkıda bulunan bir hukuk anlayışından nasıl kurtulabiliriz? Kürt sorunu aynı zamanda neden bir Türkiye sorunu? Gibi birçok soruya cevap bulabileceğiniz bir eser. İyi Okumalar…

 

İlgili Haberler

Top